Masallar
SÜLLÜM BEĞ MASALI:
Bir varmış, bir yokmuş,
Evvel zaman içinde,
Kalbur saman içinde,
Az iken, buz iken,
Anam eşikte;
Babam beşikte iken.
Anam ağlar,
Anamı sallardım.
Babam ağlar,
Babamı sallardım.
Fırsat buldum bir ara;
Dinleyenlere şu masalı yolladım:
Çok eski zamanların birinde güzelim Sirisdat’ın (Bozkır İlçesi’ne eskiden verilen isim) pazarı Cuma günü kurulurmuş. Diğer günlere nazaran Cuma günü Sirisdat’taki her canlıda büyük bir telaş ve heyecan görülürmüş.
İşte yine böyle bir Cuma günü, sabah ezanı ile birlikte uyanan Süllüm Beğ, gerişe gerişe yatağından doğrularak, yanında mışıl mışıl uyuyan Süllü Hanımı’nı dürterek uyandırmış ve :
“- Kalk hanım kalk bakalım! Sen çorbayı hazırla, ben de pazar için hazırlık yapıp, sepetlerimizi hazırlayayım; Karadayı’nın, Sökeli’nin yaymasından dökülen fındık fıstıklardan nasibimizde ne var ne yok alıp geleyim.”demiş.
Türüm türüm tüten sıcak tarhana çorbasını büyük bir iştahla içen Süllüm Beğ, ellerinde sepetleriyle birlikte Cuma Pazarı’na, hanımı Sürümcekli Süllü Hanım ise, biriken bulaşıklarında kullanacağı suyu getirmek üzere destilerini alarak Omar’ın Memed’in çeşmesinden su doldurmaya gitmişler.
Beyşehir ve Seydişehir tarafından atlarıyla, katırlarıyla Sirisdat’ın Cuma Pazarı’na doğru gelmekte olan atlılar, tam Omar’ın Memed’in yokuşunun başına geldiklerinde nereden geldiği belli ol
Güncellenme Tarihi: 17 Ocak 2011