Ağıtlar
Ağıt; “Bir ölünün iyilik ve iyi yönlerini veya bir büyük hadisenin acılı tesirlerini dile getiren sözler ve nağmeler anlamına gelmekte olup, ağıtları söyleyen kişilere de ağıtçı adı verilmektedir.”
Yurdumuzun bazı yerlerinde ağıtçılık işini bir meslek haline getirip, bu yoldan para kazanan bazı kişiler bulunmakla birlikte, Bozkır’da böyle kişi veya kişilere geçmişte de günümüzde rastlanmamıştır.
Ağıtlar, şekil olarak Türk Halk Şiiri’nin nazım türü olarak görülmesine rağmen, belli bir şekil, kafiye ve ses uyumuna tabi değildir. Üzücü bir olay neticesinde, kişilerde meydana gelen duyguların üzüntü ile dışa vurulmasıdır. Bu dışa vurma olayı bir yas içinde, ağlayarak ve yüksek sesle haykırarak anlatılmak istenmektedir.
Bozkır Folkloru içinde yer alan ağıtlar, üzücü olaylar karşısında söylenen; acıklı, içli, hüzünlü ve kederli sözler olarak kendisini göstermektedir.
Bozkır’da söylenen ağıtların belli bir söyleyiş biçimi yoktur. Yine de bu ağıtlar, kalıplaşmış şu sözlerle başlar ve ağlayarak sürüp gider:
“-Aslañ oğlum, bizi bıraktıñ da nirelere gettiñ?”
“-Ay ciğerimin bağı, evimin direği nirdesiñ?”
“-Ay guzularım, ay yavrularım. Ben şimdi napayım? Nirelere gideyim?”
“-Bu elbiseleri, bu ayakkabıları şimdi kim geyecek? Ay ciğerim”
“-Bu evleri kimlere yaptırdıñ da, oturamadan nirelere gettiñ?”
“-Ey Allahım biz n’aparız şiñdi?”
“-Geñcecik yaşıñda, yalıñız başına napacan gara toprakda, ay benim yavrum”
“-Herkeslere iyilik yaptıñ da, erkenden bırakıp gettiñ ay guzum”
“-Vatana millete feda olsuñ arslan oğlum.”
“-Yañdım Allahım, evim ocağım mahvoldu. Beñ napayım?”
Acı insanımızı yukarıdaki ve bunlara benzer seslenişlerle, ağıtlarla söyletmektedir. Tespitlerimize göre Bozkır’da ağıtları genellikle kadınlar söylemektedir. Bu durumda bulunmaları herhalde onların ana olma özelliklerinden kaynaklansa gerektir.
Bir başka ağıt şekli ise, gelin giden kız evladın arkasından meziyetlerini sayıp dökerek toplu halde ağlaşmadır. Ölümün ayrılık olması gibi, evlenmek de kız evlat için baba ve ana yuvasından ayrılma olarak telakki edilir. Bir anne ve baba için kız evlatlarının evlenerek evlerinden bir anda uçup gitmesi onlar için bir üzüntü kaynağıdır. Bu türde söylenen ağıtlardan kalıplaşmış olanlar genellikle aşağıda yazıldığı şekilde başlar ve ağlayarak sürüp gider:
“-Ay gızım, bizi bırakıp nirelere gidiyoñ?”
“- Besledim, böyüttüm de eller aldı seni ay gızım”
“-Gittiğiñ yerler şen olsuñ ay gızım”
“-Hastalandıñ, uykusuz galdım, seni eyi ettim de nerelere gidiyoñ ay benim ciğer köşem”
“-Gocañıla mutlu ol, bahtın açık olsun ay ciğer parem”
“Bozkır’da Söylenen Ağıtlar” konulu bu bölümdeki derleme çalışmamız; “hatırladığınız ağıtlar nelerdir?”şeklindeki sorularla olduğu gibi, sohbet ve çeşitli hadiseler esnasında söylenen ağıtların yazıya geçirilmesi suretiyle yapılmış, kaynak kişiler de ağıdın bitiminde hemen verilmeye çalışılmıştır.
Bozkır merkez, bağlı on kasabası ile kırk köyünde söylenen ve derlemesi yapılabilen ağıtlarla ilgili örnekler “Bozkır Mahalli Ağzı” ile aşağıda sunulmuştur:
ANAM ANAM
Gül ağacı buğum buğum*
Üç yirine* vurdum düğüm.
Gız anam, ayrılık günü böğüñ*.
Anam anam, gelin anam.
Derdimi ben kime yanam.
Derdim çok anam kime dökeyim.
İller*anan didiksire*bellerimi bükeyim.
Beller büken anam kime yanayım.
Anam anam, gelin anam.
Derdimi ben kime yanam.
Gara yerler, galın olur,
Deşdiksire* derin olur.
Ora gideñ gaybolur.
Anam anam, gelin anam.
Derdimi ben kime yanam.
Ağıtta Adı Geçen Kelimelerin Açıklamaları:
*buğum :Boğum
*yirine :Yerine.
*böğün :Bugün.
*İller :Eller,yabancılar.
*Didiksire edikçe,söyledikçe.
*Deşdiksire eştikçe.
GAHBE FELEK
Dut ağacı buğum buğum,
İçerime vurdu düğüm.
Ayrılığın günü böğüñ.
Galk* gel galdırayım.
Yer yakınken döndereyim.
Ben gomşuları nahıl*gandırayım.
Beller büktün, ciğerler söktüñ.
Ben seni nahıl unutayım.
Gahbe felek, değirmeniñ döndü mü?
Döñe döñe sıra bize geldi mi?
Ağıtta Adı Geçen Kelimelerin Açıklamaları:
*galk :Kalk
*nahıl :Nasıl.
CİĞERİM ANAM
İkiymiş şu dünyanıñ gapısı.
Gelir geçer şu ömrümün dapusu*.
Daş değil imiş de gerpiç* imiş, şu binanıñ yapısı.
Garlar yağdı, eridi gerpiçimin hepisi.
Gün doğuya bakar, bizim evimiz.
Ayrılık gazelini döktü bağımız.
Günden güne ırar*gider aramız.
Anam! anam! ciğerim anam.
Goyveriñde gır atım kişnesiñ.
Fitil sarıñ da yaralarım işlesiñ.
Arkadaki yavrularıñ nişlesiñ*?
Anam! anam! ciğerim anam.
Felek geldi de bizim evde gışladı*
Al gelindeñ, goç yiğitten başladı.
Feleğin ettiği de ciğerime işledi.
Anam! anam! ciğerim anam.
Gemilerin direği de şamdır*dayañmaz.
Gaflet basmış da ela gözler uyañmaz.
Dünyada ölüm var dirler*de göñlüm inañmaz.
İnañ göñül, inañ sal geliyor.
Ağıtta Geçen Kelimelerin Açıklamaları:
*dapu :Tapu.
*gerpiç :Kerpiç.
*ırar :Uzaklaşır.
*nişlesin :Ne işlesin, ne yapsın.
*gışladı :Kışladı, bekledi.
*şamdır :Çam ağacındandır.
*dirler erler, söylerler.
GADİR MEVLÂM
Baharıñ geldiği nirdeñ bellidir?
Al elleri deste deste güllüdür.
Bakıñ hele bakıñ! Düşmañ hançerinin vurduğu yir bellidir.
Al yeşildeñ kuşattılar kuşağı,
Goyverdilerde saptırmadan* aşağı.
Evveldeñ de gara toprak mıydı senin döşeğiñ ?
Urganımı dürdüm de düştüm yoluma.
Bakıñ ey ehbaplar da şu beñim halıma*.
Ah! sonum bir güne dayañdı gidiyom.
İñdim gettim de ılgınların* içine,
Örümcekler yuva yapar saçıma.
Gadir Mevlâm, benim gardaşımıñ suçu ñe ?
Ağıtta Adı Geçen Kelimelerin Açıklamaları:
*saptırmadan :Mezara konan ölünün üstünü kapatan tahtalardan yapılmış örtü.
*halıma :Halime, (bak halime, şu benim halim.)
*ılgınlar :Ormanlık alanlarda bulunan bir ağaç türü.
BEN GİDİYOM
Ey daşlar*, ey ağaçlar.
Odun eğlediğim*gaba*ağaçlar.
Geysi* yuduğum*ak daşlar.
Ben gidiyom, hakkınızı helal edin.
Süpürge çaldığım ak daşlar.
Ak sıva çaldığım akça duvarlar.
Saman verdiğim, gara davarlar*.
Ben gidiyom, hakkınızı helal edin.
Sofrada galdı gaşığım.
Gızlar evin yakışığı.
Anam sen yu artık bulaşığı.
Ben gidiyom, hakkınızı helal edin.
Ağıtta Adı Geçen Kelimelerin Açıklamaları:
*daşlar :Taşlar.
*eğlediğim :Topladığım.
*gaba :Kaba,büyük. Gaba ağaç ise Bozkır ve çevresinde meşe ağacına verilen isimdir.
*geysi :Giysi,elbise.
*yuduğum :Yıkadığım.
*davarlar :Koyun veya keçiler.
MEZAR TAŞI YAZILARI
Bozkır’da söylenen ağıtların bir uzantısı olarak, insanlarımız tarafından yakınlarının mezar taşlarına ağıt türünde dörtlüklerin yazdırıldığı da görülmektedir.
Bozkır merkez ile bağlı kasaba ve köylerinde bulunan mezarlarda ve mezar taşlarında genellikle sadelik hakim görülmektedir. Bozkır insanı ölülerine, şaşaalı mezar ve mezar taşı yapılmasından kaçınmış, sadeliği ve özlülüğü tercih etmiştir.
Konu ile ilgili olarak yaptığımız tespit ise aşağıda sunulmuştur;
Mezarlıklarda vatandaşların isteğine göre, mezar taşlarına bazı dörtlükler yazılmaktadır. Bu dörtlüklerde, vefat etmiş olan insana özlem, O’nun ölümünden duyulan acı, keder ve okuyanların ibret alarak Fatihâ okumalarını telkin edici cümleler bulunmaktadır. Bozkırlılar ölülerine ait mezarların sadeliğine dikkat etmekte, mezar taşlarında ise gösterişe kaçmamaktadır. Mezar taşlarında genellikle ölen kişinin adı soyadı, doğum ve ölüm tarihleri ile “ Ruhuna Fatiha” ibareleri yazdırılmak istenmektedir. Ancak isteğe göre bazı dörtlükler yazdırmak isteyenlerin de bu istekleri yerine getirilmektedir.
Bozkır Mezarlığı’nda bulunan mezarlarda bazı mezar taşlarında ise şunlar yazılıdır:
“Geçicidir, size bu han.
Rehberiniz olsun Kur’an.
Fatiha okuyun bize her an.”
“Yaşayamadığım gençliğimin
Hiç gülmeyen kaderimin,
Dertle biten ömrümün.
Çaresi sensin Allahım.”
“Ben de bir gül idim.
Acımadan soldum.
Dünyaya doymadan,
Kabire kondum.”
“Emir olunmuşsa: İlahi Emir.
Bahane bol.
Toprakta başlar, toprakta biter.
Bu yol.”
“Ölüm güzel şey: budur perde arkasından haber.
Hiç güzel olmasaydı ölür müydü ?: Peygamber.”
“Dün ben de senin gibi idim: Unutma Hüdâyı!
Yarın sen de benim gibisin: Oku Fatihayı.”
“Değer mi bunca zahmete?
Bir avuç toprak olmak.
Ölümden yana korkum yok.
Korktuğum tek şey, unutulmak.”
Bozkır Merkez Mezarlığı
Güncellenme Tarihi: 17 Ocak 2011