Ramazan İMİK
Ramazan İMİK
17 Şubat 1940 tarihinde karlarla kaplı Konya Bozkır’a bağlı Bağyurdu köyünde (o zaman köyün adı Sopran idi.) Ali Imık ile Emine Imık’ın sevimli mi sevimli, nur topu gibi bir oğulları dünyaya gelir. Bu bebeğe anne ve babası tarafından Ramazan adı verilir.
Ramazan Imık’ın Bağyurdu’ndaki Evi
Bozkır Bağyurdu Köyü
Zaman bu, bir bakarsın göz açıp kapayıncaya kadar birden geçip gitmiş… Bebekler büyümüş, delikanlılar evlenmiş, yeni evlenenlerin çocukları olmuş, insanlar hemencecik yaşlanmış ve… Kaçınılmaz mukadderat. Evet, dünyada şimdiye kadar hiçbir insanın peşinden koşup da yetişemediği zaman 1940’lardan 1955’lere getirir konumuzun kahramanı Ramazan’ı. Bıyıkları yeni terlemiş olan Ramazan kara yağız, yakışıklı ve uzun boylu bir delikanlı, saçları kudretten briyantinli, arkadaş ve köy imecelerinde yaşının küçük olmasına rağmen lider yaradılışı ile Bozkır ve Sopranlıların da hemen dikkatini çeker. O, Köy düğünlerinin vazgeçilmez ve yenilmez pehlivanıdır
Soldaki Pehlivan Ramazan Bayındır
Sağdaki Pehlivan Ramazan Imık. (1957)
Bizim Bozkırlıların kaderidir gurbet. Sanki doğdukları andan itibaren yazılmıştır alınlarına gurbet yazısı. Evet, 1955’li yıllara gelmiştir zaman. İşte Ramazan Imık’ın gurbetle ilk defa tanışmasıdır bu 1955 tarihi. Bir el arabası bile olmadan sedyeye benzer bir zemin üzerinde “ne alırsan 50 kuruş”lu ilk ticari faaliyet. Altı ay’a yakın bir zaman bu işle uğraştıktan sonra Bozkır’a dönme zamanı gelmiştir artık. O’nu dönüşte köydeki işler, yani hem kendi ailesinin işleri, hem de köyün genel işleri beklemektedir. İlerleyen zaman içerisinde bu işleri bir bir gerçekleştirir. Yaşı genç olmasına rağmen O artık Sopran yani Bağyurdu köyünün ileri gelenlerinin en başındadır. Ramazan Imık, bu arada vatani görevini tamamlar. Mücadeleci kişiliğini yapıcı yönde geliştirerek çağdaş ve modern bir hizmet anlayışını köyün yönetimine gelmiş bütün muhtarlara da benimsetir. Muhtarlarla el birliği ve işbirliği yaparak Bağyurdu köyünü mamur hale getirir. (Bu sözlerimizin abartısız olduğunu şu an Bağyurdu köyünü gezip görebilecek ve inceleyebilecek bütün gözler görecektir. Çünkü Bozkır’a bağlı köylerin içinde en mamur köy hilafsız Bağyurdu köyüdür.)
Ramazan Imık
Bozkırlılar Spora Çok Önem Vermişlerdir.
O’nun en çok sevdiği faaliyetlerden birisi de spordur. Sağlam kafanın sağlam vücutta bulunacağını en iyi bilenlerden birisidir. Bu sebeple O, köyünün gençlerine sporu sevdirmeyi kendine bir iş edinmiştir. Bu durum haliyle O’nu, Bozkır İlçesinin köyler arası futbol ve voleybol turnuvalarının organizatörü ve kahramanı yapmıştır. Hatta öyle bir hatırası olmuştur ki, bu hatıra hâlâ Bozkır’da söylenip durur. 1965’li yıllarda Bozkır Kaymakamlık Kupasındaki futbol maçlarında Bağyurdu Köyü Futbol takımına yapılan haksızlığı Konya mahalli basınına yansıtacak kadar köyünün hakkını aramayı bilen mücadeleci kişiliği O’nu gerek köyünün gerekse kamuoyunun önünde sanki bir kahraman yapmıştır.
Bağyurdu’nda Bağbozumu (2006)
Ramazan Imık, Bağyurdu köyünde modern ve çağdaş zirai faaliyetlerin uygulanmasında öncülük eden bir insan olmuştur. Meyvecilikte Bozkır’ın daima parlayan yıldızı olan armut, elma, şeftali, üzüm ve erik’te Bağyurdu Köyü’ne modern sulama, gübreleme, aşılama, ilaçlama ve ağaç bakım tekniklerini ilçedeki resmi ve özel bilgi kaynaklarını getirmek için Muhtarlara danışmanlık yapmış, yol göstermiştir.
Sopran Boğaz Bahçelerinde (2006)
İstanbul’la bağını hiçbir zaman koparmayan Ramazan Imık için artık İstanbul vazgeçilmez bir yer olmuştur. Bir de hayatın gerçekleri, geçim derdi, ekmek derdi O’nu ve ailesini İstanbul’a artık kesin olarak yerleşmeye sürüklemiştir. 1974 Ramazan Imık ve ailesi için İstanbul’da ikametin miladı, Kocamustafapaşa’da O’nun ve ailesinin mekânı olur. 1974’den itibaren sekiz veya dokuz sene Kocamustafapaşa’da bakkallık yapar. Bakkal dükkânının adını da Dost Bakkaliyesi koyar. Çünkü O, herkesle dosttur, lügatinde düşmanlık yoktur, hep dostluk vardır. 1983’de günün ekonomik şartları O’nu taksicilik yapmaya iter. Yaklaşık on yıl da taksici esnafı olarak ekmek parasını kazanır. Buraya kadar Allah kendisine üç çocuk verir ve bu çocuklarını da zaman içerisinde evlendirerek yedi tane torunu olur.
Ramazan Imık Torunlarıyla (2005)
Bütün bu meşgaleler arasında Bağyurdu ve Bozkır O’nun en önceliğidir. Onlardan hiçbir zaman için vazgeçmez. Bu durum O’nu, İstanbul’daki Sopranlıların Lideri, bir diğer deyişle Reis’i yapmıştır. Bir ayağı köydedir, bir ayağı İstanbul’da. Bazen köyüne bir çeşme yapımı için bir yerlerden maddi katkı sağlar, bazen köyünün Camisine ait bir ihtiyacını gidermeye çalışır, bazen de Bağyurdu okulunun bakım, onarım ve araç gereçleri için İstanbul’daki bütün köylülerini harekete geçirmeyi bilir ve bütün imkânları seferber eder Bağyurdu’na.
Bağyurdu Muhtarlık Binası Önü
1974’den bu yana Bozkır ve Bağyurdu ile ilgili Dernek ve Vakıf gibi sivil toplum teşkilatlarının ya kuruluşunda işin içinde vardır, ya da teşkilatın ta beyni olmuştur. Bozkırlılar Derneğinde Bağyurdu köyü temsilcilisi olarak, Bağyurdu Köyü Hizmet Vakfı’nda da bir nefer gibi çalışır. Hizmet, hizmet, hizmet. Tek düşündüğü şey budur. Çünkü halka hizmeti Hak’ka hizmet gibi görür ve bundan asla vazgeçmez. 1993 yılında İstanbul Zeytinburnu’nda kurulan ve İstanbul’da yaşayan Bağyurduluları bir araya getirerek Bozkır ve Bağyurdu Köyü’ne hizmet amacıyla kurulan Bağyurdu Hizmet Vakfı’nda Yönetim Kurulu ile birlikte unutulmaz faaliyetlere imza atar. Bunlardan birkaçını sayacak olursak; Bağyurdu köyünün muhtelif muhitlerine köy çeşmeleri yapılması, köy kanalizasyonunun iyileştirilmesi, köyün su probleminin kısmen halledilmesi, Köy camiinin tamamen tefrişi, kömür yakıtlı kaloriferli sisteme köy camiinin geçirilmesi, Bağyurdu İlköğretim Okulu öğrencilerine kitap, ders araç ve gereçleri ile ilgili eğitim takviyelerinin yapılmasını ana başlıklar olarak yazabiliriz. Bu sayılan hizmetler yapılarken elbette paraya ihtiyaç duyulacak, bunun temini ise daima Ramazan Imık’a ait olacaktır. O, köye yapılacak bir hayır işinde veya bir köy imecesinde İstanbul’da bulunan hali vakti yerinde aslen Bağyurdu Köyünden olan işadamlarına giderek durumu açık seçik bir şekilde anlatır, masrafları söyler, gereken yardımları alır, işin bitiminde de işe ait giderlerin faturalarını gösterip para yardımı yapan hemşehrilerine bilgi verir. O’nun çalışma sistemidir bu. İşte kurduğu bu sistemle herkes üzerinde güven tesis etmiş bir insandır Ramazan Imık. Hele hele köylüsü İşadamı, Sinema Filmi Yapımcısı ve Yönetmeni Mehmet Tanrısever, yeğeni İşadamı Kemal Çelik, Ağabeyi Hacı Ahmet Imık, İşadamı Ayhan Çalışkan, yeğenleri Osman ve Hamdi Elibol ve ismini burada sayamayacağımız kadar çok diğer hemşehrileri inanın adeta O’nun gelmesini sanki dört gözle bekler. En son İşadamı Mehmet Tanrısever ve Kemal Çelik’in çok değerli ayni ve maddi katkıları ile başlanan modern köy kanalizasyon şebekesi 2005 yılında bitirilmiştir. Şu anda Ramazan Imık Amcamızın kafasındaki tek bir iş vardır. O da, köy meydanının ve ara sokaklarının kilit taşı tabir ettiğimiz taşlardan döşenmesi işidir. Bu konu ile ilgili çalışmalara köy muhtarı Zekeriya Aktaş ile hemen başlayan Ramazan Imık Dayımızın bu çalışmasından da başarı ile çıkacağına inancımız sonsuzdur.
Bağyurdu Su Deposu
Gurbeti sılaya taşımak, gurbettekileri sılalarına getirip sıla-i rahim yapmalarına ve böylelikle dini bir vecibeyi yerine getirmeye vesile olan Ramazan Imık, 2005 yılından bu yana gurbetten sılaya adını verdiği ve her yıl geleneksel hale getirdiği piknik şöleninde bütün Bağyurdu Köylülerini bir araya getirmektedir. Bunları yazmışken bu seneki Bağyurdu Köyü Piknik Şöleni’nin 26 ağustos 2007 Pazar günü yapılacağını da hemen burada belirtelim.
1994 Yılında Köy İşbirliği İle Yapılan Hayrat
Ramazan Imık’a göre öğrenmenin yaşı, şartı ve zamanı yoktur. Yine O’na göre, insanoğlu fırsatları iyi değerlendirmeli ve yerinde kullanabilmelidir. 1991 yılında İstanbul’daki evinin yakınında bulunan Kocamustafapaşa Sümbül Efendi Camii’ndeki din görevlilerinden Kuran-ı Kerim’i Arapça olarak öğrenerek okuyabilmek kendisine nasip olmuştur.
Bağyurdu Muhtarı Zekeriya Aktaş ile Köy Harmanında
Ramazan Imık, aynı zamanda modern çağımızın getirdiği yeniliklere de daima açık olup, basiretli bir kişiliğe sahiptir. Kendisi bilgisayarla ilk defa 1994 yılında tanışır ve çocuklarını ve torunlarını düşünerek hemen bir bilgisayarı tereddütsüz evine alır. Zaman içerisinde kendisi de bilgisayar kullanmayı da öğrenir. Sadece bilgisayarı kullanmak değil, interneti de kullanmayı öğrenen 1940 doğumlu Ramazan Imık Amcamız hepimize örnek olacak şekilde tam 67 yaşında, 3 Aralık 2006 tarihinde Bozkırlıların vazgeçemediği www.bozkir.net sitesine 1550 sıra numarası ile üye olur. Bu siteden edindiği bilgiler ile 2007 yılı Ağustos ayı başlarında da, kendi köyünün sitesi olan www.bozkirbagyurdu.com sitesini hizmete açar. Ramazan Imık, şu sıralarda İnternette dolaşmayı hızlandıran ADSL sisteminin bulunmadığı Bağyurdu köyüne ADSL sistemini getirmek için muhtarla birlikte kolları sıvamışlardır.
Ramazan Imık’ı majüsküllü kelimelerle allayıp pullamaya ve süslemeye gerek yok inanın. Kendisi geçmişte de günümüzde de hep aynı karakterlilikte olmuş. Yani O, bir güzel insan, yiğit bir Bozkırlı, her zaman ve her an adam gibi Bozkırlı bir adam olmayı kendine yol olarak seçmiş birisi. Allah tarafından iyilik, merhamet, güzellik, doğruluk, faydalılık melekeleri ile donatılmış önder bir Bozkır insanı. Yüreği Bağyurdu ve Bozkır ile dolu. 70’e dayanmış yaş merdivenini, asırlara kadar uzatabilmiş bir gönül adamı, yokluk ve yoksullukla en iyi arkadaşlığı yapmış gurbet adamı. O gurbetteki Sopranlıların, Bozkırlıların ve hatta Konyalıların Imık Dayısı'dır. O, -Ben demeyip Biz diyen, kısaca Biz’den- birisi, dıştan değil ta içimizden birisi. O bizim Ramazan Imık Amcamızdır, O, bizim Imık Dayımızdır.
“Keşke Bozkır’da ve Bozkır’ın her köyünde bir Imık Dayımız olsa.”
Araştırma:
Ali Ulvi ÜLKER
ahmet pehlivan
2008-05-31 23:39:37
ımık dayı güzel görüntüler sağlık ve huzurlu günler dilerim
AliRizaOzaslan
2008-10-04 18:19:29
paylaşma adına şükranlar Bozgır’lım..