Geçenlerde Konya ve Bozkır arşivimdeki fotoğraflarla belgeleri
karıştırırken hatıraların tahayyülümde yeniden canlandığını hissettim. Bu
hatıralardan birisi gönül köşkümden çıkıp kalemimle seyahat diledi, yazılmayı ve
bilinmeyi istedi.
Takvimler 9 Mayıs 1993 Pazar gününü gösteriyordu. Güneş altunî
hüzmelerini Bozkır üzerine cömertçe yollamıştı. Hafta sonu olması sebebiyle
ilçedeki taş fırınlarda Bozkır�ın meşhur peynirli pidesinden yaptırmak veya pide
almak için adeta koşuşturan insanların tatlı telaşları görülmekteydi.
Ben o tarihlerde Bozkır�da bir Kamu kuruluşunda çalışmaktaydım. O gün,
yani 9 Mayıs 1993 günü Ahmet KABAKLI, ilçemize bir konferans vermeye geliyordu.
İlçedeki idare ve okul müdürleri, öğretmenler, öğrencilerle halkımızın, kısacası
Bozkır�da yaşayanların heyecanlı bir bekleyişi vardı. Bekleyiş öğleye doğru sona
erdi ve misafirimiz geldi. Şükürler olsun Allah�a ki, beni ve Bozkırlıları
üstatla memleketimizde karşılaştırmıştı.
Torosların zirvelerine düşen kar taneleri, cemrenin toprağı ısıtmasıyla
mayileşerek Sarıot Gölü�ne kadar ulaşmıştı. Bu kar tanelerinin oluşturduğu
derecikler yeraltından bir yol bulmuş, Aygır�ın böğründen acele ile ve hızlı bir
şekilde fışkırarak Çarşamba Suyu�nu teşkil etmişlerdi. Çarşamba Suyu, kendine
katılan her yeni dereciği bir tertibe ve düzene geçirip sanki bir ordu disiplini
içinde Karacahisar Köyü�nü, Sorkun, Dere ve Çağlayan Kasabalarını hızla geçmiş
ve Bozkır�daki Camız Harmanı mevkiine kadar ulaşmıştı.
Bu haliyle Çarşamba Suyu bile heyecanımıza eşlik ediyor, Ahmet KABAKLI
Bey�e hoş geldiniz demeye hazırlanıyordu sanki. Bizler, Çarşamba Çayı�nın bunu
yapacağını, yüzlerimizi okşayan suyunun verdiği rahatlatıcı serinlikten
hissetmiştik, anlamıştık.
Biz Bozkırlılar, misafirlerimizi kış mevsimi dışında çoklukla Çarşamba
Çayı kenarında ağırlarız. İzmir�in Kordon Boyu olur da bizim Bozkır�ın olmaz mı?
İşte Bozkır Kordon Boyu�nda çaylarımızı yudumlarken dinlendiririz baş tacı
misafirlerimizi. Sohbetlerimize, bize çay yetiştirmeye çalışan cambazlaşmış
kıraathane garsonlarının terliklerinden çıkan sesler, dolup boşalan çay
bardakları, çay tabaklarının ve çay kaşıklarının armonisi karışır gider.
Ahmet KABAKLI Bey, o gün yani 9 Mayıs 1993 günü, Kordon Boyu�ndaki
Kahveci Erol�un kıraathanesinin önünde, hayattayken yüzünden hiç eksik etmediği
Harput tebessümü ile hem etrafındakilerle sohbet ediyor, hem de benim kendisine
verdiğim kâğıda Bozkır düşüncelerini yazmaya çalışıyordu. Üstat kendi el yazısı
ile yazdığı Bozkır intibalarını yine o yarenliği ve yine o Harput gülümsemesi
ile bana verirken, gözlerimiz birbiri ile karşılaştı, gönlünden gönlümüze bir
yol açtı. Herhalde o yol ki, o an�lık gönül tedrisatı ki, bizi buralara kadar
getirdi.
İşte merhum Ahmet KABAKLI Bey�in Bozkır intibaları;
�Bugün Karaman�dan Bozkır�a geldik. Bozkır adı bizde, bir az yeşillik
mecazı yapmakta idi. Oysa bu Bozkır, Anadolu�muzun gizli cennetlerinden bir
nişane idi.
Arada akan Çarşamba Çayı, son derece temiz ve Toroslardan nişâne
taşıyor.
Bozkır�ın değerli aydınları, sayın belediye başkanı, okul müdürleri,
daire müdürleri ile yaptığımız sohbette gönlümüzün akislerini ve dinî-millî
nûraniyeti gördüm. Verdiğim konferansta �Alperen� felsefesi üzerinde durdum. Ana
fikir olarak Milletimizin, ma�na ve maddede bir nisbet ve denge istediğini
misalleri ile anlattım.
Bozkır'ın tarihi, tabiatı ve coğrafyası, orayı dolduran temiz yüzlü
gençlerle beraber bana ümitler bahşetti.�
Bugün 08 Şubat 2007. Edebiyatçı, Yazar ve Gazeteci merhum Ahmet KABAKLI,
tam 6 yıl önce bugün vefat etti. Bugün O�nun 6. vefat yıldönümü. İstanbul�da
bulunan mezarı, Pierre Loti�den Haliç�i gören bir konumda olan
Eyüp Sultan Mezarlığı�ndadır. Haliç�in suları O�nun mezarını görerek sanki O�na
rahmetler gönderir gibi. Bozkır�daki Çarşamba Suyu da Haliç�e nispet edercesine
kendisi için; ��..Çarşamba Çayı, son derece temiz ve Toroslardan nişâne
taşıyor.� diyen merhum adına, bu soğuk 8 Şubat gününde hüzünle akıyor ve
sanki Bozkır�dan Eyüp Sultan Mezarlığı�nda metfun Ahmet KABAKLI�ya rahmet
fısıltıları yollar gibi.
Bu vesile ile �Bozkır, Anadolu�muzun gizli cennetlerinden bir nişane�
diyerek memleketimizi cennet gibi gören, bu şekilde tanıtılmasına çalışan
Bozkır�ın Yareni, Harput Beyi, müteveffa Ahmet KABAKLI Bey�e ihtiram bizden,
O�na rahmet ise yine O�nun deyimiyle Çalap�tan
diyoruz.
AliRizaOzaslan
2008-10-04 18:16:59
paylaşma adına şükranlar Bozgır’lım…