İlk bölümü “Bozkır Vilayeti”, ikinci bölümü “Bozkır İl Oluyor” başlıklarıyla verdiğimiz yazımızın üçüncü ve son bölümüne gelmiş bulunmaktayız. Bu son bölümün başlığına, “Bozkır İli” diyecek, Bozkır’ın il olabilmesi için yapılması gerekenleri bu son bölümde anlatmaya çalışacağız sizlere.
Aslında yapılması gerekenler birinci ve ikinci bölümdeki yazılarımda anlatılmıştır. İlçemizin il olması ile ilgili geçmişte yapılanlar bize en güzel örnektir, derstir. Geçmişteki heyecanımızı kuvvetlendirerek bugüne taşıyamadıktan sonra, bu yazdıklarım laf-ı güzaf olmaktan öteye gidemeyecektir.
Bozkır’ın il olması ile ilgili 21 yıl önce bu hareketi başlatanlar; bu hareketi içi boş olarak düşünmemişler, bir rüya olarak görmemişler, gereksiz bir girişim ve gülünç bir hareket olarak hiç düşünmemişler, aksine bu konuyu yani Bozkır’ın il olmasını, bir dava olarak görmüş, buna inanmış ve gönül vermiş insanlardı. O günkü şartların elverişsizliği ile bu kadar çok ses getirebilen o yiğitler hakikaten büyük bir iş yapmışlar, ilçe genelinde Bozkır’ın il olması hedefi için birlik ve beraberliği sağlamışlardı. Şu zaman diliminde yaşayan biz Bozkırlılar da; işte o yiğitlerle aynı memleketliyiz, yani Bozkırlıyız.
İl olma konusunda geçmişin ve bugünün şartlarını mukayese ettiğimizde, Bozkır’ın bugün çok daha şanslı olduğunu söyleyebilmek mümkündür. Eğer ki;
- Hemşehrimiz Prof. Dr. Mustafa Öz’ün bir daveti üzerine Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Cemil Çiçek Bozkırımıza gelebiliyorsa,
- Bozkır’ın maruz kaldığı sel felaketi sebebiyle MHP Genel Başkanı Sayın Dr. Devlet Bahçeli, Ulaştırma Bakanı Sayın Binali Yıldırım, iktidar ve muhalefet partilerinin Konya milletvekillerinden bazıları anında ilçemizi ziyaret edebiliyorsa, halkımızın dertleri ile hemhâl olabiliyorlarsa,
- Hükümet, Bozkır’daki sel felaketinden dolayı zarar görmüş olanlara anında yardım edebiliyorsa,
- MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ile CHP Konya Milletvekili Attila Kart’ın Bozkır’ın uğramış olduğu sel afeti ile ilgili TBMM soru önergeleri vererek Bozkır’ı TBMM gündemine taşıyabiliyorlarsa,
- Hüsnü Tuna ve Mustafa Kalaycı gibi iki tane Bozkırlı, TBMM’de milletvekili olarak bizleri temsil edebiliyorsa,
- Demokrasimizin vazgeçilmez unsurları olan siyasi parti ilçe başkanlıkları ve yönetim kurulları Bozkır’da teşkilatlanmış olarak vatandaşa hitap edebiliyorsa,
- Büyük bir güç olarak görülen bürokraside; müsteşarlık, müsteşar yardımcılığı, genel müdürlük, il müdürlüğü gibi yüksek mevkii ve makamlara kadar yükselebilmiş Bozkırlılar, yoğun olarak ülkemizin bürokratik yapısında söz sahibi olarak bulunabiliyorsa,
- TV8, TEMPO ve KONTV gibi televizyonlarda Bozkırlılar aktif olarak program yapabiliyorlarsa,
-İlçemiz ve ülkemiz sathına yayılmış Bozkırlılar Dernek ve Vakıfları, İlçemizdeki Esnaf, Şoför ve Ziraat Odaları, Mesleki Birlikler, Bozkır’daki yerel basınımız ve Bozkır internet sitelerimiz -Bozkır kilim desenini oluşturacak şekilde- çeşitlilik arz edebiliyorsa,
bu demektir ki, Bozkır bir ilgi ve cazibe merkezidir ve Bozkırlılar da Bozkır’ı il yapabilmeye muktedir insanlardır.
Bozkır’ın il olması; içi boş ve gereksiz olmayan, hele hele düş hiç olmayan, akıl ve mantık süzgecinden geçirilmiş şahsi düşüncelerimdir. Bu durum, bir Bozkırlı olarak üzerime düşeni yapma sorumluluğumdan kaynaklanmıştır. Çünkü ben, Bozkırlıların hedefinin her zaman büyük olması gerektiğine inanmış birisiyim. Buradan hareketle bütün Bozkırlıların; yürürlükteki yasal çerçevede ileriye, daima ve hep ileriye bakarak önündeki su birikintilerinden vazgeçip, ilerideki ummanlara ulaşması gerektiğini düşünüyorum.
Bütün bunlarla birlikte her şeyden önce, Bozkır’ın il olabilmesi için bizlerin topyekûn yeterli bir heyecana sahip olmamız gerekir. Bozkır’ın kanaat önderlerinin, belediye başkanlarından mahalle muhtarlarına kadar bütün yerel yöneticilerin, Bozkır için eli kalem tutanların, Bozkır etiketli sivil toplum kuruluşlarının başkan ve üyelerinin bu konuya gönül vermeleri gerekmektedir.
Unutmayalım ki; inanırsak, hiç bir şeyin imkânsız olmayacağını görürüz.